Malpraktis, son 30 yılda özellikle bazı gelişmiş ülkelerde ve son yıllarda da tüm dünyada tartışılan, etik, hukuki, tıbbi, eğitimsel ve yönetimsel yönleriyle çok yönlü, çok boyutlu bir konudur. Kısacası, bir işi profesyonel olarak yapan kişilerin hatalı uygulamaları, bilgi, beceri ve özen eksiklikleri veya ihmalleri sonucu hizmet alanın zarar görmesi durumudur(1).
Sağlık bakım sisteminde yer alan hemşireler birey, aile ve toplumun sağlığının sürdürülmesi, geliştirilmesi ve hastalık varlığında iyileştirmeye yönelik çabaların tümünde yer almaktadırlar. Hemşirelik bakımı sırasında standart uygulamayı yapmama, bilgi ve beceri eksikliği/acemilik, tedbirsizlik, hastaya bakım vermeme gibi durumlar hemşirelik malpraktisi olarak adlandırılır(2).
Hemşirelerin sıklıkla karşılaştıkları tıbbi hatalar genel olarak; ilaç uygulama hataları, bakım standartlarını uygulamada ve izlemde yetersizlik, iletişimde yetersizlik, değerlendirme ve kontrol etme becerisinde ihmal ya da yetersizlik, mevcut protokollere uymama, hasta güvenliği ve koruyuculuğu ile ilgili girişimlerin yetersizliği olarak belirtilmektedir(2).
Hasta güvenliği; sağlık hizmetlerinin kişilere vereceği olası zararı önlemek amacıyla sağlık kuruluşları ve bu kuruluşlardaki çalışanlar tarafından alınan önlemlerin tamamıdır. Hasta güvenliğinde amaç; hasta ve hasta yakınlarını, hastane çalışanlarını fiziki ve psikolojik olarak olumlu etkileyecek bir ortam yaratarak güvenliği sağlamaktır. Hasta güvenliğini tehdit eden, sağlığı sürdürme ve korumaya dayalı uygulamalardan tedavi uygulamaları, malpraktis riskini arttıran önemli girişimlerdir(3).
Uygulamada kabul edilebilir kusur çıkabilir (komplikasyonlar). Bu konuda hastanın/yakınlarının bilgilendirilmesi önem taşır. Bir de hata olarak adlandırılan ancak kasıtlı ya da tedbirsizlik, dikkatsizlik, ihmal nedeni ile ortaya çıkan malpraktis olguları vardır. Malpraktis komplikasyon ayrımında dikkat edilecek durumlar:
İhmal ve komplikasyon farkının bilinmesi, hastanın bilgilendirilmesi, doğru ve tam kayıttır(2).
Hemşirelik kanununda “Hemşireler; tabip tarafından yazılı olarak verilen tedavileri uygulamak, her ortamda bireyin, ailenin ve toplumun hemşirelik girişimleri ile karşılanabilecek sağlıkla ilgili ihtiyaçları belirlemek ve hemşirelik tanılama süreci kapsamında belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde hemşirelik bakımını planlamak, uygulamak, denetlemek ve değerlendirmekle görevli sağlık personelidir”(4).
Hemşire sağlık bakımını bağımlı, bağımsız ve yarı bağımlı rollerle sunar. Bu doğrultuda hemşirelerin uyguladıkları ilaçların endikasyonları, komplikasyonları, kontrendikasyonları vb. farmakolojik bilgileri bilmesi gerekir. Yasalar hemşirelerin uyguladıkları herhangi bir ilaçla ilgili temel bilgiye sahip olduğunu varsayar ve tedaviyi order edildiği şekilde uygulamasını bekler. Eğer orderda hata varsa danışılarak düzelttirilebilir ya da ısrar ediliyorsa, yapılması hastaya zarar verecekse bağımsız rolü gereği yapmayabilir. Yani hemşirelerin istemleri yerine getirirken istemlerin prosedüre uygun olup olmadığına bakması ve emin olduktan sonra yerine getirmesi gerekir(2).
İlaç uygulamaları sırasında 10 kurala uyulması önemlidir. Bu kurallar şöyledir: Doğru hasta, doğru ilaç, doğru doz, doğru yanıt, doğru bilgilendirme, doğru yol, doğru form, doğru zaman, doğru etki, doğru kayıt. Bu kurallara dikkat edilmemesi önemli sonuçlar doğurabilir. Zira yapılan çalışmalarda tıbbi hataların ölüm nedenleri arasında 5.sırada yer aldığı, Harvard Study'nin 30 bin 121 hasta üzerinde yaptığı çalışmaya göre tıbbi hataların %52,3 olduğu, %19,4'ünün yanlış ilaç seçimi, yanlış doz, ilaç alerjik reaksiyonu gibi nedenlerden kaynaklandığı tespit edilmiştir(2).
Kas kuvvetinin azalması, fiziksel-mental yetersizlik gibi nedenlerle hastalar yataklarından düşebilir. Türkiye'de Hacettepe üniversitesi tarafından yapılmış bir araştırmada 79 hastanın düştüğü, düşme nedenlerinin yardım istememe (%50), yataktan düşme (%30), kayarak düşme (%10) ve gerekli önlemleri almama (%10) olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle hastaların yalnız bırakılmaması gerekmektedir. Burada hemşirenin çağrı butonunu hastanın erişemeyeceği bir yere koyması, “gerekli önlemi almama/tedbirsizlik” sonucu hastanın yaralanmasına neden olmuştur(2).
SONUÇ:
Referanslar
1) Ertem G. Oksel E. Akbıyık A. Hatalı Tıbbi Uygulamalar (Malpraktis) ile İlgili Retrospektif Bir İnceleme. Dirim Tıp Gazetesi 2009; yıl: 84 sayı: 1 (1-10)
2) Şahin D, Faikoğlu R, Şahin İ, Gökdoğan MR, Yaşar S, Alparslan N, Dereli E, Faikoğlu G. Hemşirelikte malpraktis: olgu sunumları. Adli Tıp Bülteni 2014;19(2):100-104.
3) Güven R. Dezenfeksiyon ve sterilizasyon uygulamalarında Hasta Güvenliği kavramı. 5. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi – 2007. http://www.das.org.tr /tr/ dosya/kongre/kong2007/ yazi/ rabia.guven-das-2007-yazi.pdf
4) T.C. Anayasası 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu 25/04/2007-5634 S.K./3.mad http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/976.html